6 Aralık 2010 Pazartesi

Tüplü Fidan ile Açık Köklü Fidan Arasındanki Fark

Soru: Tüplü fidan ve köklü fidan arasındaki fark nedir?

Cevap:


Tüplü fidan:
Yılın 12 ayı ekilmektedir. Tüplü olması sebebi ile tutma oranı açık köklü fidana göre daha yüksektir.

Köklü fidan: Hem boy olarak tüplü fidandan daha boyludur ve ortalama 0,80 ile 1,50 metre arasında boyu olduğu için ve yüksek yerler hariç bakımı da iyi olursa tüplü fidandan daha hızlı gelişim gösterdiği saptanmıştır.

Fidan Dikilme Yöntemleri

Fidan Nasıl Dikilir?
Toprak hazırlanır: Dikim yapılacak bahçe bölümü kısmen veya tamamen gübrelenir, sürülür. Bir miktar nehir veya ocak kumu eklenebilir.
Çukur hazırlanır: Çukurlar, dikilecek fidanın veya ağacın kök hacmini kapsayacak boyutlarda olmalıdır. Çukur derinliği (diz boyu dediğimiz), 60 cm.’den az olmamalıdır. Şayet fidan dikilecek topraklar işlenmemiş veya iyi işlenmemişse, o takdirde çukur ebadı biraz daha büyük tutulur, işlenmemiş topraklarda çukurdan çıkan toprakların üstten çıkarılan ayrı, alttan çıkanları ayrı bir yerde toplanır ve çukur doldurulurken üstten çıkan alta, alttan çıkan toprak ise üst tarafa konur.
Çukur dipleri kabartılır: Çukur dipleri, toprak işlenmiş olsun veya olmasın mutlaka bir miktar kabartılmalı ve sulanmalıdır. Çukur çapları derinliğinden bir miktar geniş tutulursa iyi olur. Çukurların dikim zamanından bir süre evvel açılıp, mümkünse donlu bir periyot geçirmesinin faydalı olacağını söyleyebiliriz.
Dikim sahası kuvvetli rüzgarlara karşı ise, dikimden 10-15 gün evvel dikilecek fidanın boyuna göre hazırlanacak bir herek, çukurun tam tabanına saplanır. Hereklerin oldukça düzgün ve budaksız olması, kabuklu ise, kabuklarının soyulması iyi olur. Hereğin toprağa saplanacak ucunun yakılmış ve katranlanmış olması ömrünü uzatır.
Fidan çukura yerleştirilir: Dikilecek bitkilerin tüplü veya açık kök  şeklinde tercih edilebilir.Tüplü fidan  (kökündeki toprakla birlikte ve içerdiği nemi koruyacak şekilde naylon torba, saksı v.b gibi kap içindeki fidanlara tüplü fidanlar diyoruz). Tüplü bitkinin kökünü saran kap, hemen çukurun başında, kökü saran toprağı dağıtmadan, dikkatlice çıkarılıp elde tutulur. Diğer bir kişinin yardımı ile fidan çukura yerleştirilir, çukur toprakla doldurulur. Doldurulan toprak ayakla basılarak bir elimizle de fidan tutularak sıkıştırılır. Dikim esnasında fidan kökleri rüzgâr almamalı, direk güneş ışığına maruz kalmamalıdır.
Toprağın seviyesi kök boynu hizasına gelinceye kadar doldurma ve sıkıştırma işine devam edilir. Toprak doldurulurken ayakla iyice sıkıştırmak ve toprak içinde boşluk kalmamasına dikkat etmek lazımdır. Fidan çevresinde 80–100 cm çapında, 10-15 cm derinliğinde sulama çanağı hazırlanır.Diekecek olduğumuz fidan açık kök fidan ise ihtiyacı varsa önce kök budamasını yapıyoruz ve ardından yukarıdaki islemleri yine yapıyoruz.
Can suyu verilir: Dikim işi bitince “can suyu” denilen ilk su verilir. Burada toprağın çamur haline gelmemesine dikkat etmek lazımdır. Can suyundan sonra özellikle yaz aylarında 15 günde bir sulanarak mümkünse çapalanması çok yararlıdır. Çapalamanın, toprakta oluşan ve evoporasyonu hızlandıran kapilariteden kaynaklanan kaymaklanma olayını önleyeceğini hatırlayalım.
Dikim sırasında nelere dikkat etmeli?
Havanın kapalı olduğu bulutsuz ve rüzgârsız günler tercih edilmelidir
Ağır topraklarda, yağmurlu havalarda dikim yapmaktan kaçınılmalıdır.
Dikim yapılacağı esnada bitki, kuvvetli güneşin etkisinden korunmalıdır.
Dikilecek fidanda kök kıvrılması, gövde ve dal yaralanması olmamalıdır.
Çıplak köklü fidanlar sadece uygun mevsimde dikilmelidir
Fidan dikilirken köklerin hava ile uzun süre temas ettirilmemesi gerekir.

Bahçe Takvimi

Bahçe Takvimi
OCAK
- Ekolojik koşullar gözönüne alınarak budama işlemi yapılır.
- Çiftlik gübresi sonbaharda verilmemiş ise bu ayda mutlaka verilmelidir.
- Kışı meyve fidanlarında geçiren zararlılara karşı ilaçlama mutlaka yapılmalıdır.
- Fidan dikimi yapılır.
ŞUBAT
- Ocak ayında yapılması gereken işlerden, gerçekleştirememiş olanlar sonuçlandırılır.
- Uygun hava koşullarında toprak işlemesine başlanır.
MART
- Yüksek yörelerde fidan dikimi sürdürülür.
- Toprak işleme bitirilir.
- Gübreleme işlemi tamamlanır.
- Budama tamamlanır.
- Tarımsal mücadeleye devam edilir.
 NİSAN
- Fidanlıklarda ot çapası yapılır.
- Nisan ayının ilk haftasında , yabani meyve ağaçlarında ve çeşit değiştirmelerde , kalem aşısı işleri sonuçlandırılır.
- Meyve bahçelerinde toprak işlemesi bitirilir.
- Tüplü fidanların dikimi yapılır.
 MAYIS
- Yeni kurulan bahçelerdeki fidanlar sulanır ve ot çapası yapılır.
- Yeşil sürgün budaması yapılır.
- Ayın son haftasında , obur dallar ile piçleri temizlemek zorunludur.
.- Meyve a ğaçlarında , zirai mücadele işleri sürdürülür.
-Tüplü fidan dikimine devam edilir.
 HAZİRAN
- Ot mücadelesi sürdürülür.
- Ekolojik duruma göre sulama yapılır
- Ay sonuna doğru şeftali, erik, kiraz ve yazlık elma hasadı yapılır.
- Elma ve armutlarda karaleke, elma iç kurdu, kırmızı örümcek ve diğer zararlılara karşı mücadele işleri sürdürülür.

TEMMUZ
- Meyve bahçelerinde ot alma ve sulama işlerine devam edilir.
- Elma içkurdu, kırmızı örümcek, yaprak galerileri ve diğer zararlılara karşı ilaçla mücadele sürdürülür.
- Çöğür tavaları sulanır, otları alınır ve yapılan göz aşıları kontrol edilir.
 AĞUSTOS
- Evvelce yapılmış sürgün aşılarından süren sürgünlerin, rüzgardan kırılmaması için bağlama işlemi yapılır.
- Havalar kurak gidiyorsa sulama işlemi sürdürülür.
- Fidanlıklarda ve meyve bahçelerinde hastalık ve zararlılarla mücadele yapılır.
 EYLÜL
- Çeşitli meyve türlerinde hasada başlanır.
- Meyve bahçelerinde ve fidanlıklarda zirai işlemleri sürdürülür. (Tüketici sağlığı yönünden, meyveli ağaçlarda ilaçlı mücadeleye, hasada 21 gün kala son verilmelidir.)
 EKİM
- Hasadın tamamlandığı bahçelere çiftlik gübresi verilir.
- Fidan çukurlarının yerleri işaretlenir ve çukurlar açılır.
- Fidanlıklarda manas ve diğer toprakaltı zararlılarına karşı ilaçlama ve benzeri mücadele yöntemleri uygulanır.
- Kurumuş, hastalıklı fidan ve dallar budama yoluyla çıkarılıp, yok edilir.
KASIM
-Fidan dikimine hava koşullarına göre başlanır(Fidan dikiminde en iyi sonuç alınır)
- Fidan çukurlarının açılmasına devam edilir.
- Fidanlıklarda söküm ve hendekleme işlerine başlanır.
- Fidan taşımacılığında karantina kontrolleri yapılır.
- Genç meyve bahçelerinde şekil budaması yapılır.
- Kışı ılık geçen yerlerde, kış budamasına başlanır.
- Fidan dikim işleri yapılır.
- Toprak işlemesi ile birlikte, çiftlik gübresi uygulaması da sürdürülür. Aynı zamanda, fosforlu ve potaslı gübrelerin verilmesine de başlanır.
ARALIK
- Yeni kurulacak bahçeler ile ilgili işlerin yapılmasına başlanır.
- Kışlık budama,-sakıncalı durumların dışında yapılır.
-Fidan dikimine devam edilir.(Fidan dikiminde en iyi sonuç alınır)

Meyve Bahçesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

MEYVE BAHÇESİ TESİSİ
Meyve ağaçları dikildikleri plantasyonlarda toprağı tür ve çeşit özelliklerine bağlı olarak çok uzun yıllar muhafaza ederler. Kurulurken yapılacak hatalar uzun yıllar sonra ortaya çıkacağından kaybolacak ürün hem üretici hem de milli ekonomi yönünden önemlidir. Bu sebeple bir yerde meyve bahçesi kurarken hataya düşmemek için şu hususları göz önünde bulundurmamız gerekir: 
A.    Meyve bahçesi kurulacak yerin seçimi  
B.    Meyve çeşitlerinin biyolojik özellikleri
C.    Ekonomik ve kültürel şartlar
D.     Fidanların dikim işlemleri
E.     Dikilecek çeşitler ve anaçlara göre dikim mesafeleri
A. MEYVE BAHÇESİ KURULACAK YERİN SEÇİMİ

 Herhangi bir yere dikilen meyve fidanının tutması, gelişmesi ve meyveye  yatması,  her  yıl  muntazam  mahsul  vermesi  çeşit özelliklerini göstermesi ve her yönüyle başarılı bir meyvecilik yapmak için etkili temel faktörler;
a) İklim, b) Yer ve Yöney, c) Topraktır.
Meyve tür ve çeşitlerini iklim istekleri bakımından oldukça önemli farklar gösterirler. İklim faktörlerine yeterince müdahale yapılmadığı için yetiştirilecek meyve tür ve çeşitlerini o yerin iklim isteklerine göre tespit etmek gerekir. Meyvecilikte dikkat edilecek iklim özellikleri şunlardır.
1 . İlkbaharda meydana gelen geç donların tarihleri,
2. Kış aylarında meydana gelen en düşük sıcaklıklar ve süreleri,
3. Yaz aylarında meydana gelen en yüksek sıcaklıklar,
4. Yıllık sıcaklık ortalaması,
5. Yıllık yağış toplamı ve yağışların mevsimlere göre dağılımıdır.
6.Meyve ağaçları için önemli olan yağışların mevsimlere düzenli bir şekilde dağılması

 Nem :

Toprakta Nem
 Meyvenin şekil, irilik, kalite ve rengi üzerine etkilidir.

Havada Nem
 Düşük ise dişicik tepesindeki sıvının kurumasına sebep olur ve  polen tozları çimlenemez. Ayrıca meyvelerde silkmeye sebep olur. Yüksek nispi nem meyvelerde paslanmaya ve mantari hastalıkların yayılmasına sebep olur.

Işık:
 Bitkilerin hayati faaliyetlerini devam ettirmeleri için güneş ışığında bulunan bütün ışınların bulunması gerekir.

Hakim rüzgarlar ve korunma
Rüzgarların bilhassa döllenme ve toprağın havalanması yönünden faydaları  vardır. Yapılacak rüzgar kıran tesislerinin etki derecesi bu tesisin yüksekliği ve hava geçirgenliğine bağlıdır.

Yer ve Yöney

Yer
: Bazen yerel iklim şartları o derece büyük değişikliklere sebep olur ki içinde bulundukları ana iklim bölgesinde yetişmeyen meyve tür ve çeşitleri bu yerel iklimde normal olarak yetiştirilebilirler. Topoğrafik bakımdan meyve bahçesi tesisi için en uygun yerler etraftaki araziden kısmen yüksek ve hava drenajı iyi olan yerlerdir. Soğuk hava yukarıdan aşağıya doğru aktığı için böyle yerlerde don tehlikesi çok azdır.

Toprak
:Toprak meyve ağaçlarının büyümeleri, verimlilikleri, kalitesi ve depolama özellikleri üzerine etkili olan bir faktördür. Genel olarak derin, nemli ve geçirgenliği iyi olan kolay işlenebilir, humusça zengin olan topraklar en uygun bahçe topraklarıdır. Meyve bahçesi kurarken özellikleri yönünden üzerinde durulması gerekli hususlar şunlardır :
1 . Toprak tipleri,
2. Toprak tipleri ve taban toprağının özellikleri
3. Taban suyunun yüksekliği
4. Taban reaksiyonu ve tuzluluk
5. Toprak yorgunluğu

Toprak Tipleri

a. Kayalıklar:
 Meyveciliğe pek uygun değildir.

b. Taşlı ve çakıllı topraklar:
 Fazla toprak ihtiva ediyorlarsa iyi sulama ve kuvvetli gübreleme ile meyvecilik yapılabilir.

c. Kumlu topraklar:
 Kolay işlenebilir, su tutmayan topraklardır. Tamamen  kumdan  ibaret oldukları  zaman  meyveciliğe yaramazlar.

d. Killi topraklar:
  İyi drene edilen organik gübreleme ile meyvecilik yapılabilir.

e. Kireçli topraklar:
 Killi toprağın özelliklerine çok benzer, kireç oranına göre farklı meyveler yetiştirilebilir.

f. Tınlı topraklar:
 Meyvecilikte en makbul topraklardır.

g. Humuslu topraklar:
 Kolay işlenebilirler, meyveciliğe çok uygun topraklardır.

Toprak derinliği ve taban toprağının özellikleri:
  Meyve ağaçlarının kökleri tür ve çeşit özelliğine bağlı olarak 1-8 metre arasında uzar. Ancak en az iki metre aynı profile sahip toprak meyvecilik için gereklidir.

Taban suyu yüksekliği:
 Toprak yüzeyine yakın kök yapan meyve ağaçları için bir metre, diğerleri için ise iki metreden daha yukarı çıkması istenmez.

Toprak reaksiyonu ve tuzluluk:
 Toprak reaksiyonu PH ile gösterilir. Meyve ağaçlarının önemli bir kısmı PH 6-8 arasında başarı ile yetiştirilirler. Tuzların toprakta yığılmaları tuzlaşmaya sebep olur.

Toprak yoğunluğu
: Uzun yıllar aynı bahçede bir tek meyve türünün yetiştirilmesi sonucu, her türlü teknik ve kültürel şartlar yerine getirilse de iyi gelişmedikleri görülür.

 B. MEYVE  ÇEŞİTLERİNİN  BİYOLOJİK  ÖZELLİKLERİ
Birçok meyve tür ve çeşidinde ağaçların ürün verebilmeleri için mutlaka yabancı tozlanmaya ihtiyaç vardır. Meyve ağaçları bol çiçek açtıkları  halde  çok  az  meyve bağladıkları hatta hiç meyve yapmadıklarına dair şikayetlere sık sık rastlanır. Böyle hallerde ilk akla gelecek husus iyi dölleyici çeşit eksikliğidir.
Bugün  meyve türlerinden elma, armut, kiraz, erik, badem çeşitlerinde tozlanma problemi vardır. Bazı hallerde fındık, ceviz, kestane ve zeytinlerde yabancı döllenme ürünü arttırmaktadır. Genel olarak ayva, kayısı, şeftali (J.H. Hale hariç) nektarinler döllenmeye ihtiyaç duymazlar. Kendine kısır çeşitlerle meyve bahçesi kurarken mutlaka dölleyici çeşit dikmek gerekir. Dölleyici çeşit seçerken dikkat edilecek hususlar şunlardır;
1.      Dölleyici ve döllenecek çeşit aynı zamanda çiçek açmalı,
2.      Dölleyici çeşit bol miktarda çiçek tozu meydana getirmeli,
3.      Dölleyici çiçek tozlarının çimlenme gücü yüksek olmalı,
4.      Dölleyici çeşit ticari kıymette olmalı,
5.      Dölleyici çeşit periyodizite göstermemeli,
6.      Dölleyici çeşidin döllenecek çeşitle aynı yaşta çiçeklenmeye başlaması gerekir.

C. EKONOMİK VE KÜLTÜREL ŞARTLAR
Ekonomik şartların başında ulaştırma ve pazar imkanları gelir. Ulaştırma imkanları  elverişli  olmayan yerlerde  bahçe  kurarken kurutmalık ve işlenebilir çeşitlerin seçilmesi gerekir. Pazara yakın yerlerde pazar isteklerine ve ekolojik şartlara göre her türlü meyve yetiştirilebilir. Kültürel şartlar ise; sulama imkanları, gübre ve işçi temini, mücadele ve depolama tekniğini içerir.

Uygun bir meyve fidanında (uygun bir anaç üzerinde) aranan özellikler şunlardır:
1. İsmine doğru olması, 
2. Uygun anaç üzerine aşılı olması,
3. Fidan bir yaşında olmalı,
4. Çeşidin ve anacın gerektirdiği boyda ve kalınlıkta olmalı,
5. Gövde düzgün ve pişkin, gözler iyi teşekkül etmiş olmalı,
6. Aşı yeri kapanmış olmalı,
7. Bol saçak köklü olmalı ve her yöne dağılmalı,
8. Hastalık ve zararlılardan ari olmalıdır.  

D. FİDANLARIN  DİKİMİ

a. Bahçe yerlerinin dikime hazırlanması:
  Meyve  bahçesi kurulacak yer yeni bir arazi, diğer mahsüllerin yetiştirildiği bir yer veya eski bir meyve bahçesi yeri olabilir. Böyle yerleri tek tek incelersek ne zaman meyve bahçesi kurulacağını daha iyi anlarız.
1 . Fundalık arazide meyve bahçesi kurmak: Bir yıl sürülerek tarla ekilir. O yıl meyvecilikte kullanılmaz.
2. Orman açmaları: Meyve bahçesi kurmak için iki yıl tarla bitkileri ekilir, üçüncü yıl meyvecilikte kullanılır.
3. Eski meyve bahçeleri: 3-4 yıl tarla bitkilerine ayrılır. Tür değiştirilerek meyvecilik yapmak faydalıdır.
4. Bataklık ve turbalar: Kurutulan arazi iyi drene edilirse iki yıl tarla bitkilerinden sonra meyvecilik yapılabilir.
5. Tarla yerine meyve bahçesi kurmak: Toprak hazırlığı yapılar o yıl meyvecilik yapılabilir.

b. Toprak tesviyesi:
  Sulama,  toprak  işleme,  gübreleme, mücadele ve hasat işlemlerini daha kolay yapabilmek için tesviye edilmiş bir bahçeye ihtiyaç vardır. Tesviye edilecek yerin büyüklüğü ve tesviye işinin durumuna göre bel, döner pulluk, tesviye bıçağı veya skrayper ile tesviye yapılır. Böylece arazi istenilen şekle sokulmuş olur.

c. Bahçenin çevrilmesi:
 Yeni dikilen fidanları hayvanlardan korumak arazinin çevresini belirlemek ve rüzgarların etkisini azaltmak için arazi çevirmesi yapılır.  Ekonomik durum veya amaca göre kullanılacak malzemeler şunlardır;
1. Dikenli teller, 2. Taş duvarlar, 3. Kuru veya yeşil çitlerdir.

d. Dikim şekilleri:
 Düz arazilerde genellikle kare, dörtgen, satranç ve  üçgen  dikim  uygulanır.  Meyilli  arazilerde terasların eğrilerine paralel şekilde kontur dikim uygulanır.

e.  Fidan  yerlerinin  işaretlenmesi  ve  fidan  çukurunun açılması:
  Bahçe kenarından yarım ağaç kadar mesafe  bırakılır. Önceden hazırlanan telin üzerini pamuk ipliği ile fidan aralığı kadar bağ yapılır. Bu kenara fidan kazıkları çakılır. Bunlara herhangi bir yolla dik çıkılarak diğer sıralar işaretlenir. Bu işaretlerde dikilen kazıklar çukur açılırken kaybolacağı için dikim tahtası ile bunların iki yanına kazıklar çakılır ve işaret kazıkları çıkartılır. Dikim tahtası 10-15 cm enine ortasında bir taraftan oyuk ve ortaya 50-60 cm mesafede iki tarafta oyuğa gelen bir tahtadır. Fidan çukurlarının açılması genellikle 50-70 cm çapında ve 50-70 cm derinlikte açılırlar. Çukurdan çıkarılan üst toprak bir tarafa alt toprak iyi olur ve toprak diğer tarafa konur.

f. Fidanların dikimi:
 Fidanlar dikilmeden evvel budanırlar. Buna dikim budaması denir. Bu budama ile fidanların söküm sırasında ezilen, kopan, yaralanan kökleri kesilir. Birbirinin üzerine gelen kökler çıkarılır. Fidanda eğer dallanma varsa mutedil iklimlerde dikimde karasal iklimlerde (yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı iklimler) gözler şişmeden yere bakan ikinci göz üzerinde budanırlar. Bu bize fidana ileriki devrelerde istediğimiz şekli vermemize yardımcı olur. Fidanı yerine dikerken dikim tahtasını çaktığımız yan kazıklara getiririz, böylece tahtanın ortasındaki oyuk fidanın yeri olur, fidanın aşı yerinden 10 cm kadar yukarıya gelen kısmına oyuğa çakıştırarak toprak doldurmaya başlarız. Önce üst toprağı sonra alt toprağı üste atarız.  Doldurma sırasında ve  sonunda toprağı  güzelce  tavsiye edilen dozda gerekli gübreyi atar ve sıkıştırırız, sulama yaparız.

g. Fidanların dikim zamanı:
 Kışları çok sert geçmeyen veya toprağın karla örtülü bulunması sebebiyle toprağın derinlerine kadar donmadığı yerlerde fidanlara sonbahar dikimi uygulanır. İlkbaharda yapılacak dikimler bilhassa geç kalınırsa çok tehlikelidir, fidanların tutma oranı düşer.

Fidan Satın Alınırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

FİDAN SATIN ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ
1)Herhangi bir fidan alırken fidan satıcısına “ Zirai Mücadele ve Karantina Taşıma ve Satış Sertifikası”  olup olmadığını mutlaka sorunuz.
2) Zirai Mücadele ve Karantina Taşıma ve Satış Sertifikası”  varsa veriliş tarihine bakınız.                            
3) Seçilecek fidanın sertifikalı olup olmadığına dikkat edilmeli ve mutlaka üzerinde etiket olan fidanlar tercih edilmelidir.
4)Fidanların köklerinin çürük olmamasına dikkat ediniz.Fidanların köklerinde mantarlanma yani nemotod(kök kanseri) varsa almayın
5)Fidanların kök, gövde ve dallarında yumrular olmamalıdır. Bu yumrular hastalık belirtisi olabilir.
6)Fidan alırken aşı yerine çok dikkat edilmelidir. Anaç ile kaynaşma yerini görmemiz ve aşılı olduğuna bakmamız gerekir.
7)Fidanların gövdesinde kabuklu bit ve benzeri zararlılar olmamalıdır. Fidanların görünümü canlı ve parlak olmalıdır.
8)Saçak köklerin iyi gelişmiş olmasına dikkat edilmelidir

Toprak Analizi İçin Araziden Nasıl Toprak Alınır?

Araziden Nasıl Toprak Alınır?

Toprak örneği almak için aşağıda şekilde görünen sonda, burgu veya bel kürek kullanılır.

Toprak örnekleri tarladan, meyve bahçesinden veya seranın bir ucundan diğerine uzanan düz bir hat üzerinden alınmayıp şekilde gösterildiği gibi zig-zag bir çizgi üzerinde 15–20 adımda bir alınmalıdır.
Tek yıllık tarla bitkileri ve sebze yetiştirilecek alanlardan toprak örneği alınırken zig-zag hattın köşelerindeki her noktadan V şeklinde 30 cm derinliğindeki çukur açılır. Daha sonra bu çukurun bir yüzeyi düzeltilerek bu yüzeyden 3-4 cm kalınlığında bir toprak dilimi alınır. Alınan kovalar bir plastik kovada biriktirilir.

Meyve bahçeleri ve bağlardan 0-30 cm ve 30-60 cm olmak üzere iki farklı derinlikten şekilde açıklandığı gibi toprak örneği alınır. Alınan bu topraklar bir plastik kovada biriktirilir.

Her iki noktadan aynı şekilde alınan toprak örnekleri kova içerisinde iyice karıştırılır. Bu karışımlardan en fazla 1 kg. toprak örneği iri taş, çöp ve yabancı maddelerden temizlenerek ayıklanır, etiketlenerek vakit geçirmeden laboratuara ulaştırılır.

Azot Gübresi Uygulaması Nasıl Olur?


Yaprak ve toprak analizi yapılmadan gübrelemeyi ticari ve iyi tarım uygulamalarına uygun yetiştiricilikte hiç öngörmesek de aşağıda genel olarak meyve ağaçlarınız için kullanabileceğiniz pratik bir gübre miktarı tesbit formülü bulacaksınız.

Öncelikle gübrenizin üzerindeki oranı okuyun. % 26, % 46 gibi bir oran verir.%46 azot içeren bir gübrenin 100 kg ında 46 kg azot var demektir. Geri kalanı dolgu maddesidir.Bu bilgiden sonra formüle

Ağacınyaşı (yıl) x 2,27
-------------------------- =kg gübre /ağaç
Gübrenin % azot içeriği

Farzedelim ağacımız 10 yaşında bir kiraz ve biz Amonyum sülfat (%21 N) ile gübreleyeceğiz.

10 x 2,27
------------- = 1.08 kg gübre /ağaç başına vermeliyiz.
21

Elbette bu çok genel bir değerlendirme.Toprakta ne kadar azot var, bitkinin ne kadara ihtiyacı var mutlaka analiz yaptırmalıyız.

Bir de ağaçların gübrelenmesinde asla ve asla unutulmaması gereken konu şu, gübreler mutlaka ağacın dibine değil, taç iz düşümüne verilmelidir.

Bordo Bulamacı Nasıl Hazırlanır?

Bordo Bulamacı (BB) çok sayıda fungal ve bakteriyel hastalıklara karşı kullanılabilen bir tarım ilacıdır. Özellikle sonbaharda (yaprakların ¾’ü ya da tamamı döküldüğünde %2 dozda) ve ilkbaharda (gözler uyanmadan önce %1 dozda) meyve ağaçlarına BB uygulandığında; ertesi yıl çıkabilecek potansiyel olarak bulunan pek çok hastalığa (yaprak delen, yaprak leke hastalıkları, monilya, bakteriyel kanser, mildiyo, kara leke…) karşı etkili ve ekonomik bir mücadele ilacı olmaktadır. Sonbahar ve ilkbaharda BB kullanılmadan bazı bakteriyel hastalıklarda mücadelede tam başarıya ulaşmak mümkün değildir.

BB kullanıma hazır halde ilaç bayilerinde bulunabileceği gibi bakır, sülfat (göztaşı) ve kireç ile hazırlanıp kullanılması da mümkündür. Küçük miktarlarda ve hazırlamanın zor olduğu durumda hazır BB kullanmak daha uygundur. Ancak hazır BB kullanılması halinde kullanma dozunun önceden iyi bilinmesi gerekmektedir. Diğer bazı bakırlı ilaçlar (bakır hidroksit, bakır oksiklorit, bunların kalsiyum, kükürt, maneb ve mancozeb ile karışımları) da aynı amaca yönelik olarak kullanılabilir.



Bordo Bulamacı Uygulamalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

BB’nin hazırlanışı:
BB’nin kullanılacak zamana göre dozları da değişmektedir. Meyve ağaçlarına sonbahar ve ilkbaharda uygulanacak koruma amaçlı genel kullanım dozları %2 ve %1’liktir. Aşağıda örnek olarak verilen %2’lik BB’nin hazırlanışı esas alınarak %1 ve diğer oranlarda BB hazırlanabilir.

%2’lik BB’nin hazırlanışı (1.000 litre için) Gerekli madde ve malzemeler:

- 20 kg. göztaşı ve 20 kg. sönmüş kireç, yeteri kadar temiz su
- 40–50 litrelik 2 adet plastik kova
- Yaklaşık 1 m. uzunluğunda ağaçtan iki adet sopa

a) 20 kg. sönmüş kireç, bir plastik kovaya konur ve üzerine bir miktar temiz su ilavesiyle karıştırılarak ayran kıvamına getirilir.

b) Benzer şekilde 20 kg. göztaşı ayrı bir plastik kovaya konur ve üzerine bir miktar temiz su ilavesiyle karıştırılarak 40–50 litreye tamamlanır.

c) İlaçlama tankı (örneğin; 1 tonluk) deposuna bir miktar su (100–200 litre) konur. Bunun üzerine önce “a” maddesinde anlatıldığı şekilde hazırlanan sönmüş kireçli su tankın süzgecinden geçirilerek boşaltılır. Daha sonra ilaçlama tank deposuna “b” maddesinde açıklandığı şekilde hazırlanan göztaşı eriyiği yine tank süzgecinden geçirilerek boşaltılır.

İlaçlama tankı su ilavesiyle 1.000 litreye tamamlanır. Böylece %2 lik 1.000 litre BB hazırlanmış olur.

Budama Nasıl Yapılır?

Birinci Yıl
                Dikimi takip eden yaz ayları başında şekil verme işlemlerine başlanır. Sürgünler 7,5-10 cm olunca yaz budamasına başlanır. Fidanın üst tarafına yakın dik büyüyen bir dal lider olarak seçilir. Dar açılı çıkan dalların açıları kürdan, mandal, kamış gibi malzemelerle genişletilmelidir. Yaz aylarında süren sürgünlerden 4-6 tanesi ana dal olarak seçilir.
Diğer sürgünler çıkartılır. Lidere yakın olup onunla rekabet edecekler çıkartılır. Böylece birinci oluşturacak dallar seçilmiş olur.Durgun dönemde birinci katı oluşturan dalların en üstündekinin 50-60 cm yukarısından liderin tepesi vurulmalıdır. Yan dalların ucu ¼ oranında kesilir. Yan dalların ucu lider seçilen daldan aşağıda olmalıdır.

İkinci Yıl
                Birinci katın 50-60 cm üzerinden ikinci bir kat oluşturulmalıdır. İkinci kat olarak 3-5 dal seçilir. Dalların açıları geniş olmalı, gövde ile dal arası açı 45-600    arasında olmalıdır. Yeni oluşturulan ikinci katın dalları birinciden daha kısa olmalıdır. Böylece alttaki dallar gölgelenmez. Ana dalların ucu son göz aşağı bakacak şekilde 1/3 oranında kısaltılmalıdır. 

Üçüncü Yıl
                Her yıl ana dalların ve liderin ucundan 1/3 oranında kesilir. Ağaç çeşidine, toprak ve iklim durumuna göre 8-12 ana dal olgun verim çağında bir ağaçta bulunmalıdır. İhtiyaca göre 3. bir kat da oluşturulabilir. Ölü dallar, hastalıklı ve kırılmış dallar budanır. Bu işlemlere ileriki yıllarda da devam edilir. 

ÜRÜN (VERİM) BUDAMASI :

                Şekil  verme  işlemi tamamlanan ağaçlarda fizyolojik denge oluşturulmuştur. Kurulan bu dengenin uzun süre muhafaza edilmesi gerekir. Ürün budamasında dikkat edilecek hususlar:
        Ana dallar tek tek ele alınmalı, bunlar üzerinde dikine büyüyen birbiri üzerine gelen dallar var ise çıkartılmalıdır.
        Ana veya yardımcı dallardan çıplaklaşmaya yönelenler kısa kesilerek boş yerlerde yeni dalların oluşturulmasına çalışılır.
Meyve dallarından bir kısmı özellikle yaşlı olanları kesilerek atılır.
Kuru, hastalıklı veya zayıflamış dallar diplerinden kesilerek çıkarılır.Bir ana veya yardımcı dal üzerinde fazla miktarda meyve dalı oluşmuş ise bunlar arasında seyreltme yapılır.Verim budamasında dal bükme ve eğmelerine yer verilmemeli, dallar ancak bağ olarak kullanılmalıdır.Meyve ağırlığı nedeniyle eğilerek açıları genişlemiş dallar diğer dallara bağlanarak eski hallerine getirilir.

GENÇLEŞTİRME BUDAMASI :


GENÇLEŞTİRME BUDAMASI :

                Verimden düşmüş   yaşlı ağaçlarda yeniden kuvvetli sürgünler oluşturarak yeni bir taç oluşturulmasına gençleştirme budaması denir. Gençleştirme budamasında önce kurumuş, sık ve birbiri üzerine gelen dallar çıkarılır. Geri kalan dallarda da kısa budamalar yapılarak ağacın tacı küçültülmüş ve yeniden kuvvetli sürgün oluşumu sağlanmış olur. Gençleştirme budaması yapılan ağaçların ana dalları ve gövdeleri üzerinde birçok obur dallar, kuvvetli sürgünler oluşur. Bunlardan yalnız yeni tacın oluşumu için gerekli olanlar bırakılır, diğerleri tamamen çıkartılır.
                Verimden düşmüş   yaşlı ağaçlarda yeniden kuvvetli sürgünler oluşturarak yeni bir taç oluşturulmasına gençleştirme budaması denir. Gençleştirme budamasında önce kurumuş, sık ve birbiri üzerine gelen dallar çıkarılır. Geri kalan dallarda da kısa budamalar yapılarak ağacın tacı küçültülmüş ve yeniden kuvvetli sürgün oluşumu sağlanmış olur. Gençleştirme budaması yapılan ağaçların ana dalları ve gövdeleri üzerinde birçok obur dallar, kuvvetli sürgünler oluşur. Bunlardan yalnız yeni tacın oluşumu için gerekli olanlar bırakılır, diğerleri tamamen çıkartılır.

Dinelnem Dönemlerinde Bahçeye Neler Yapılmalıdır?

Meyve ağaçları Sonbaharda havaların soğuması ile birlikte yapraklarını dökerler, vejetatif gelişmesini tamamlayarak kış dinlenmesine geçerler. Bu durum ilkbaharda havaların ısınıp gözlerin patlama devresine kadar devam eder. Bu dönem takriben 1 Kasım-20 mart arası bir dönemdir.

Bu dönemde ağaçlar dinlenmeye çekildiği gibi bahçelerimize musallat olan hastalık ve zararlı etmenleri de toprağın 15 cm altında, ağacın gövde , çatlak ve kabukları altlarında yere dökülen yaprak ve meyve üzerinde kuruyan dal ve sürgünler üzerinde geçirirler.

Örneğin;

Yumuşak çekirdeklerin en önemli hastalıklarından olan karaleke hastalığnın askosporları kışı yere dökülen yaprakarda ve ağaç üzerlerindeki sırçalı dallar üzerinde geçirirler. Yine yumşak çekirdekli meyve ağaçlarenen en önemli zararlılarından olan elma iç kurdu kışı dalların çatlakları arasında, kuru dallar üzerinde, gövdedeki yarıklar arasında larva halinde geçirirler.Sert çekirdekli meyve ağaçlarının önemli hastalıklarından

Bakteriyel ve dal kanseri etmeni, kışı hasta ağaçların kanser yaralarında, gözlerde, çatlaklarda, yapraklarda, kurumuş dallarda ve bazı yabancı otlar üzerinde geçirirler.

Yazıcı böcekler kışı, kabuk altında diyapoz halinde, yaprak bitleri ağaçların dal ve sürgünleri üzerinde yumurta halinde, Armut Pisilidi (Ballık) kışı ağacın gövde ve dallarındaki kabuk çatlaklarında, yere dökülen dallar üzerinde geçirirler.

Kırmızı örümceklerin bazı türleri toprak yarıklarında bazı türleri ağacın gövde ve dalları üzerinde geçirirler.

Kiraz sineği pupa olarak, manas larva olarak kışı toprakta geçirirler

İlkbaharda havaların ısınması ile birlikte bu etmenler kışladıkları yerlerden çıkarak ağacın dal, sürgün ve yaprağına taşınarak ağaca zarar vermeye başlarlar. Bu zararlılarla mücadelede sadece kimyasal mücadele yerine entegre mücadeleye önem verilmeli , faydalı canlılar korunmalı, kültürel mücadeleye ağırlık verilmelidir.

Sonbaharda veya erken ilkbaharda toprak işlemesi yapılarak, toprakta kışı geçiren bazı canlıların yuvası bozulmalı, yabancı otlar yok edilmelidir. Yabancı otlar üzerinde bazı canlılar kışı geçirebilmekte, yabancı otların çok olduğu bahçelerde fareler fidan köklerine da çok zarar verebilmektedir. Bu nedenle bu dönemde yabancı otlar yok edilmelidir.

Budama yapılarak budama artıkları, yere dökülen yaprak ve meyveler, kuruyan dallar toplanıp imha edilmelidir. Bu şekilde bahçedeki etmenlerin populasyonu azaltılmış, baharın daha az ilaçlama yapmış oluruz.

Sert çekirdeklilerde bakteriyel kanser veya yumşak çekirdeklilerde Erwinya (Ateş yanıklığı) hastalığı o yıl görülmüş ise Sonbaharda %2’lik bordo bulamacı yapılmalıdır. İlkbaharda gözler patlamadan önce bordo bulamacı tekrarlanmalıdır. İlkbaharda gözler patlama döneminde %1 veya %2’lik bütün meyve ağaçlarına bordo bulamacı sigorta ilaçlaması olarak yapılmalıdır.

Meyve ağaçlarında 3 yılda bir kabuklu bit varsa her yıl olmak üzere gözler patlamadan sert çekirdeklilerde 1 ay önce, yumuşak çekirdeklilerde 15-20 gün önce kış ilaçlaması yapılmalıdır.

Kış soğuklarından zarar görmemesi için, sulama ve gübreleme bodur meyve ağaçları hariç 10 Eylül’de kesilmelidir. Aksi takdirde vejatatif gelişme devam edeceğinden ağacın kış soğuklarından zarar görmesi sözkonusudur. Ağacın ve bağın yaprakları doğal dökülmeye bırakılmalıdır. Bu yapraklar meyve hasatından sonra nişasta ve şeker depolayıp, ağacın kış soğuklarından korunmasını sağlayacaktır.

Gübreleme sonbaharda veya erken ilkbaharda yapılabilir. Bu dönemde fosfor ve potasyum içerikli gübrelerle, hayvan gübresi verilmelidir. Hayvan gübresi yanmış olmalı, bahçeye atıldıktan sonra bekletilmeden toprağa karıştırılmalıdır. Kompoze gübreler ağacın taç izdüşümüne 15-20 cm derinliğe verilmelidir. Fosfor ve potasyum içerikli gübreler hemen yarayışlı hale geçemediği, toprakta hareketinin yavaş olduğu için bu dönemde (sonbahar veya erken ilkbahar) derine bırakılmalıdır.

Don Olayından Korunma Yöntemleri

Tarım ürünlerini don olayından korumak için çok çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Her yörenin iklim durumu, o yörede uygulanan tarım şekli, yetiştirilen bitki özelliği tarım işletmesinin imkanları göz önüne alınarak bu yöntemlerden en uygun, en pratik ve en ucuz olanı seçilmelidir. Tek bir yöntemle önlem alınabileceği gibi gereken durumlarda birkaç yöntem birlikte uygulanarak don olayının zararı önlenebilir. Önemli olan konu, doğru ve en etken olan yöntemin seçilmesi ve doğru şekilde uygulanmasıdır. Genel olarak bu konuda 2 yöntem kullanılır.



AKTİF YÖNTEMLER:
A) Atmosfere Giden Radyasyonun Durdurulması ( Suni Sis ):


Havaya su buharı püskürtülerek yapay bulut oluşumu(sis) ile atmosfere giden radyasyon engellenebilir. Duman perdesi veya dumandan oluşturulan yapay bulutlar radyasyon kayıplarını önleme çalışmalarında kullanılmıştır, fakat bu yöntemlerin etkinliği hakkında uygulanan duman perdesinin görünen yoğunluğu ile karar vermek imkansızdır. Duman perdesinde oluşturulan parçacıklar yerden uzaya giden uzun dalga radyasyonunu yakalayabilmelidir. Bulut içerisindeki su damlacıkları yapay olarak oluşturulan duman perdesindeki çok küçük parçacıklardan daha etkili olduğu belirlenmişti.


B) Isı Yalıtımı:

Ürünleri dumanla kaplamak için toksin olmayan protein köpükleri kullanılır. Bu yöntem mekanize olması nedeniyle bazı avantajlara sahiptir ve köpük bitkiler üzerinde uzun süre kalabilir ve beklenen ardıl don olayları için koruyucu olur.


C) Havanın Karıştırılması:

Tipik radyasyonlu geceler boyunca yer ile temas halinde olan hava soğur ve yüzeye yakın seviyelerde soğuk bir hava tabakası oluşur. Yerden 150 m. yükseklikteki bir hava tabakasındaki sıcaklık, yer seviyesindeki sıcaklıktan fark edilecek derecede daha sıcaktır. Sıcaklığın yükseklikle arttığı bu gibi özel durumlar sıcaklık terselmesi (inverziyon) olarak adlandırılır. Normal günlerde yükseklik ile sıcaklık azalır. Don zararı soğuk hava tabakası ile ilgilidir. Fakat üst seviyelerdeki daha sıcak hava ile aşağıdaki daha soğuk havanın karıştırılmasıyla don zararı en aza indirilebilir. Yere yakın seviyedeki soğuk hava ile üst seviyelerdeki daha sıcak havanın karıştırılması sonucu inverziyon bozulur ve yere yakın soğuk hava tabakasının sıcaklığı birkaç derece arttırılır. Bu durum rüzgar makineleri fanlar ve hatta helikopterler kullanılarak başarılabilir.

Rüzgar makineleri ile don mücadelesinde başarıya ulaşmak için don beklenen gecelerde öncelikle inverziyonun şiddeti belirlenmeli ve daha sonra rüzgar makineleri kullanılmalıdır. Zayıf inverziyon şartları altında rüzgar makinelerinin kullanımı sınırlandırılır. Şiddetli inverziyonların meydana geldiği bölgelerde don ile mücadele maliyetleri korunan ürünün ekonomik değeri dikkate alınarak belirlenmelidir.


D) Direk Hava Ve Bitki Isıtması:

Radrasyon yoluyla yeryüzünden atmosfere giden ısı kaybının giderilmesi için en yaygın ve en kolay yöntem uygun ısıtma ekipmanları kullanmak veya küçük ateşler yakmaktır. Bu yöntemle arazilerde veya meyve bahçelerindeki sıcaklıklar belirli ürünler için kritik sıcaklık değerlerinin üzerinde tutulabilir. Dünyanın birçok bölgesinde ısıtma yöntemi, yaprağını dökmeyen Akdeniz meyveleri ve yaprağını döken diğer meyve ağaçlarının bulunduğu alanlarda düzenli ve iyi organize edilmiş olarak uygulanmaktadır.

Bu yöntemde odun, kömür veya mangal kömürü kullanılabildiği gibi dizel yağlar da çeşitli tip ve büyüklüklerdeki uygun ekipmanlar yardımıyla yaygın olarak kullanılırlar. Bu yöntemle ilgili olarak ısıtıcı modellerinin geliştirilmesi bitkilere toksik etkisi nedeniyle dumanın yok edilmesi alet içinde oluşan isin ve kullanılan yakıtın azaltılması çalışmaları önemini korumaktadır.

Isıtıcılar bütün araziye etkili olacak şekilde dağıtılmalı(75–200 adet/ha), fakat arazinin daha soğuk kesimlerinde ısıtmanın iyi yapılabilmesi için rüzgarın geliş yönüne daha fazla ısıtıcı konulması uygun olacaktır. Bitki için gerekli olan hava sıcaklığının artmasıdır, fakat aynı zamanda ısıtıcılarla yayılan ısının da önemi büyüktür. Yağ ve gaz ısıtıcıları havayı konveksiyon (ısınarak yükselme) yoluyla ısıtırlar, fakat ısıtıcının tipine bağlı olarak ekipmanların sıcak yüzeyleri tarafından meyve bahçelerine yayılan ısı toplam ısının %10 -30’unu oluşturmaktadır.

Çok sayıda yakılan küçük ateşler az sayıdaki büyük ateşlere göre havayı ısıtmada daha etkilidir. Büyük ateşler etrafa yayılmadan hızlıca yükselip inverziyon tavanını delerek soğuk ve sıcak havanın iyi bir şekilde karışması için gerekli sirkülasyonu engelleyecek sütunların oluşmasına neden olabilir. Büyük ateşler sadece inverziyonun tavan tabakasına zarar vermez, aynı zamanda hızlıca soğuk havanın içine çekilerek zararı faydasından fazla olur. Eğer bir bölgede bir mevsim boyunca 2–3 defadan fazla don olayı görülmezse ısıtma yöntemi uygun ve ekonomiktir. Daha fazla don görülen bölgelerde ısıtma ekonomik değildir.

Seralarda elektrikle ısıtma, araziye uygun kalorifer sistemi ile ısıtma bazı ülkelerde kullanılan pahalı yöntemlerdir. Ancak bu yöntemlerde korunacak ürünün ekonomik değeri esas alınmaktadır.


E) Su Uygulaması:
Don olayını önlemede bir yöntem olan üstten sulama veya yağmurlamanın belirgin bir yararı vardır ve dikkate değer bir öneme sahiptir. Bu uygulama geniş bir su kaynağı uygun sulama ekipmanları ve iyi bir toprak drenajı ister. Bu yöntem sadece üzerindeki buz yükünü taşıyabilecek bitkilerde uygulanabilir.

Yağmurlama yönteminde bitki, su soğuduğu ve donduğu zaman radyasyonla kaybolan ısıyı kazandırmak için eritme ısısını ortama verir. 1gr veya 1cm3 suyun 1derece soğuması için 1 kalori ısı açığa çıkar, fakat bitki için daha önemli olan durum 1gr suyun donması için 80 kalorinin açığa çıkmasıdır. Eğer yaprak veya tomurcuk ince bir su filmi kaplanırsa suyun donmasıyla ısı açığa çıkar ve bitki sıcaklığının 0 derecenin altına düşmesi engellenir. Bu su filminin olabildiğince sürekliliği sağlanmalıdır, bu sayede bitki üzerinde buz tabakaları oluşmasına ve ortam sıcaklığı donma noktasının altına düşmesine rağmen bitki sıcaklığı donma noktasının altına düşmeyecektir.

Güvenli bir uygulama olan ıslak termometre, sıcaklığı donma noktasına ulaştığı zaman yağmurlama işlemine başlamaktır. Yağmurlama işlemi bitki dokularının dayanabilmesi için mümkün olduğu kadar sürdürülmelidir. Uygulama hava sıcaklığı 0 derecenin üzerine çıkıncaya kadar devam ettirilmelidir.

Yağmurlama sistemi ürün kaybına neden olabilen birkaç dakikalık kritik devreyi engelleyecek veya kesecek şekilde tam ve sürekli olarak su örtüsü sağlamalıdır. Yağmurlama sisteminin önceden test edilmesi gereklidir. 12–20 saniye aralıklarla çalışan küçük yağmurlayıcılardan daha tatmin edici sonuçlar alındığı Davis (1955) tarafından bildirilmiştir. 90 saniye aralıklarla çalışan daha büyük yağmurlayıcılar -5 derecede domates bitkisi üzerinde etkili olmamıştır. Tekrarlanan uygulamaların daha kısa aralıkları yaprak yüzeyindeki daha düşük sıcaklık değişimlerini netice vermiştir.


F) Toprak İşleme Ve İdaresi:
Don zararlarını en aza indirebilmek için; toprak nemli yabancı otları temizlenmiş düzeltilmiş ve pekiştirilmiş olmalıdır. Don tehlikesi olan dönemlerden önce toprak üzerindeki ürünler organik madde artıkları ve yabancı otlar sürülmeli ve toprak sıkıştırılmalıdır.
 

G) Kumlama:
Bu yöntem hem pahalı hem yüksek işçilik hem de toprağın yapısını etkilemesi nedeniyle uygulanması güç bir yöntemdir. Kum materyalinin kolay ısınması ve radyasyon yoluyla yavaş soğuması bu yöntemin olumlu yanıdır. Her yıl ince bir kum tabakasının don riskli alanlara serilmesi şeklinde yapılır. İnce kum aynı zamanda buharlaşmayı (kendi bünyesindeki su miktarı çok az olduğundan) en alt seviyeye indirir.


H) Çiçeklenmeyi Geciktirme:
İlkbaharda meydana gelen son don olaylarının çok sık görüldüğü yerlerde meyve ağaçlarının çiçeklenme devresinde don olayından fazla zarar görmemesi için çiçeklenmenin geciktirilmesi amacıyla ağaç dipleri 1m çapında açılarak kar veya buz kalıpları konur.

I) Zorlanmış Hasat:

Birçok durumda geniş bir ürün topluluğunu zorunlu hasat yoluyla dondan korumak mümkündür. Don veya donma sıcaklıkları ile ilgili bir tahmin önceden kullanıcılara ulaştırılmış ise bölgedeki çiftlikler olgun meyveleri, sebzeleri ve diğer ürünleri acil olarak toplayabilir, aksi takdirde arazi üzerinde kalır ve don tehlikesine hedef olur. Bu durum geceleri bile devam edecek uzun saatler süren ekip çalışmasını getirir. Toplanan ürünlerin korumalı yerlerde depo edilmesi zorunludur.


PASİF YÖNTEMLER:

A) Yer Seçimi:

Don riski taşıyan bölgelerde mümkün oldukça zirai faaliyetler yapılmamalıdır. Eğer tarım yapılması düşünülen bölge, don tehlikesine maruz ise farklı mevsimlerde don hadisesinin görülme ihtimali muhtemel şiddeti ve havada dağılımı araştırılmalıdır.

Bu konu ile ilgili olarak dikkatler çok iyi bilinen don boşlukları (frost hollows) veya don çukurlarına (frost pockets) yöneltilmelidir. Don boşlukları herhangi bir yükseklik seviyesinde meydana gelebilir ve genellikle doğal veya yapay olarak oluşmuş şiddetli rüzgarlardan korunan ve içine soğuk hava hareketi olmayan küçük vadiler (oluklar) veya alçak basınç merkezleridir. Bu don bölgeleri özellikle don zararlarına açıktır ve bu bölgelerde zirai faaliyet yapılmamalıdır.

Bir eğim veya nehir kenarı boyunca yer alan ağaçlar, çalılar ve engebeli mera, soğuk hava akışına engel olabilir ve don olukları meydana getirebilirler. Genel olarak aşağı yönde akış hızı 2m.sec–1 değerini geçmez, ancak engebeli arazilerde soğuk hava engelleri olarak oluşabilen hava karışımları ve dalgalanmaları kırılır veya üzerinden aşılır ve hava bir nabız atışı karakterinde eğim aşağı hareket eder.

Alçak bölgelere doğru akan soğuk havanın doğal ve yapay engellerle önü kesilmelidir. Eğer bu tip engeller yoksa don çukurları olarak tanımlanan düşük rakımlı bölgelerde soğuk havanın çökmesiyle don hadisesi görülür ve bu durum hava olaylarına bağlı olarak birkaç gün sürebilir. Doğal engeller ağaç sıraları, çalılar demiryolu ve otoyol duvarlarıdır. Soğuk hava eğim yönünde aşağı doğru akarken engeller tarafından tutulur ve yönü değiştirilerek bitkilerden uzaklaştırılır. Köşeli ve eğimli doğal bir engel soğuk havanın yönünü değiştirir ve bu şekilde hassas bitkiler korunur. Sık ağaçlar ve çalılar ve çalılar arasında eğime uygun küçük boşluklar bırakılarak soğuk havanın uzaklaştırılması gerekir.

Yakın çevredeki geniş su yüzeylerinde don riski daha düşüktür ve kuzey yarımküre için güneye bakan eğimlerde dikilen çit bitkileri kuzeye bakan eğimlerdeki çit bitkilerine göre don zararına daha az maruz kalır. Güney yarımkürede bu durumun tersi söz konusudur. Genel olarak bölgelerin iklim özelliklerine göre ürün çeşitleri ve yurdumuza uygulaması aşağıda verilmiştir.  

Bölgelerin Özellikleri Ve Yetiştirilmesi Uygun Olan Ürünler:

İlkbaharda hemen hemen don olayı görülmeyen bölgeler(Akdeniz kıyıları)

Seyrek olarak don olayı görülen bölgeler(Doğu Karadeniz Kıyıları)
Bölgenin yüksek kesimlerinde turunçgiller ve sert çekirdekli meyveler bölgenin alçak kesimlerinde don olayına hassas çeşitler;
Don olayının orta sıklıkta görüldüğü bölgeler(Ege ve Marmara kıyıları)
Bağ çeşitleri;
Dona açık bölgeler (Ege, Marmara, Karadeniz, Akdeniz iç kesimleri)
Don olayına daha dirençli bağ, armut ve elma çeşitleri;
Don etkisi altında olan bölgeler (İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu)
Don olayına en dayanıklı bağ, armut ve elma çeşitleri.

Zirai üretim için don zararlarına karşı koruma yöntemlerinin hiçbirisi güvenli dönemin uzunluğundan daha önemli olamaz. Bitki yetiştirme döneminin uzunluğu ile ilgili bilgiler don tehlikesine açık bölgeler için uygun tür ve çeşitlerinin seçiminde ziraat ile uğraşanlara önemli ölçüde yardımcı olacaktır. Bu verilerden belirli ürünler için ortalama güvenli dikim tarihleri elde edilebilir.

Don tehlikesine hassas bölgelerin haritalanması için birçok yöntem literatürde açıklanmıştır. Bunlardan bazıları topografik ve klimatolojik haritaların esas alındığı masa çalışmalarıdır. Diğer kısmı ise detaylı alet ölçümlerine dayanan ve farklı arazi ölçümleri tarafından desteklenen çalışmalardır. Alet ölçümlerine dayanan yöntem en yaygın olanıdır ve farklı yaklaşımların geniş oranda uyguladığı yöntemdir. Aletlerin tipleri ve kullanışlılığı gözlemlerin yoğunluğu ve gözlem süresinin uzunluğu (genellikle birçok don dönemi) gibi faktörler yönetimin yararlı olmasında önemli etkenlerdir.


Bitki İdaresi:


Bitkilerde uygulanacak farklı işlemler, bitkilerin don olayına karşı direncini artırabilir ve en az zararla kurtulmasını sağlayabilir. Bu işlemlerin uygulanabilir ve ekonomik olması önemlidir. Bu işlemlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:

En fazla hava akımına imkan verecek bitki dikimi, önerilen tarihlerden önce bitki dikimi yapılmaması, iyi toprak verimliliği ve uygun su kaynaklarının yararlı etkilerini sürdürmek; don olayına karşı dayanıklılığı artırmak için kimyasallar ve bitki hormonları kullanılmasıdır. 

Bitki Seçimi ve Üretimi:

Aynı tarihte çiçeklenen belirli meyvelerin çeşitleri dayanıklılık konusunda belirgin farklılıklar gösterir. Bundan dolayı hassas olanların çıkartılması ve dirençli olanların üretilmesi don riskini azaltacaktır. Daha geç çiçeklenen elma türleri (çeşitleri) sert kışlık buğday, yulaf çeşitleri ve dona daha dayanıklı çilek çeşitlerine, don olayına hassas bölgelerde her zaman ihtiyaç duyulur. Yapılacak çalışmalarda başarı, hassaslık veya dayanıklılık ile ilgili nedenlerin açıklamasında sağlanacak gelişmelere bağlıdır. En uygun bitki seçimi ile ilgili genel bilgiler aşağıda verilmiştir;

Don meydana gelen bölgelerde ve şiddetli iklimlerde uzun boylu gelişen bitki türleri seçilerek hassas çiçekler veya meyveler yer seviyesindeki soğuk havadan uzaklaştırılarak korunur.
Vadi tabanlarında, dar havzalarda, çukur bölgelerde dona hassas bitkilerin yetiştirilmesinden kaçınılmalıdır. Dağlık bölgelerde ve tepelerde güneye bakan daha sıcak eğimler bağ meyve ve erkenci patates için en uygun yetiştirme alanlarıdır. Göl, rezervuar nehir gibi geniş su kütlelerine yakın bölgelerde don riski daima azdır. Ağaçlık alanlar soğuk havayı saptırarak eğim aşağı uzaklaştırırlar. Bu nedenle ağaçlık alanların korunması önemlidir.

Dona hassas bitkilerin yetiştirildiği arazilerde toprak işlemesinden kaçınılmalıdır.

Don riski olan bölgelerde dona hassas bitkilerin özellikle yonca arazileri, çayır, tahıl çalılık fidanlık yakınlarında yetiştirilmesinden kaçınılmalıdır. Don riskinin arttığı zamanlarda herhangi bir şekilde toprağın gevşetilmesinden kaçınılmalıdır. Don olayına hassas bitkilerin yetiştirildiği yerlerde don tehlikesi başlamadan önce yabancı otlar temizlenmeli, ancak başka hiçbir kültürel işlem yapılmamalıdır